Son zamanlarda Türkiye’nin gündeminde yer alan kartalkaya faciasında, ailesini kaybetmenin acısını yaşayan Doğan, yaşadığı trajedinin ardından adalet arayışını sürdürüyor. Doğan, bu acı olayın ardından hem kendisi hem de diğer mağdurlar için emsal niteliğinde bir karar beklediğini ifade etti. Bu olay, Türkiye genelindeki turizm alanlarında yaşanan güvenlik zaafiyetlerini de gözler önüne serdi.
Kayak merkezi Kartalkaya, her kış binlerce turistin akınına uğrayan bir cennet köşesi olarak öne çıkıyor. Ancak, geçtiğimiz aylarda yaşanan büyük bir facia, bu güzelliklerin ardındaki karanlık yüzü gözler önüne serdi. Mühendis olan Doğan, ailesiyle birlikte geçirdiği tatil sırasında korkunç bir kaza ile karşılaştı. Kayıplarının ardından yıpranan ruh hali ve yaşadığı duygusal travma, Doğan’ı adalet arayışına yönlendirdi. Olayın hemen ardından, yetkililere ve ilgili mercilere ihtiyacı duyduğu desteği almak için başvuruda bulundu. Ancak bu çabaların çoğu, ailesinin kaybıyla yaşadığı ağır yük nedeniyle azalmak zorunda kaldı.
Doğan, yaşadığı kaybın sadece kendisi için değil, benzer kazaların önlenmesi için de büyük öneme sahip olduğunu vurguladı. "Bu tür olayların yaşanmaması için, kesinlikle emsal bir karar çıkması gerekiyor. Böylece hem benim yaşadığım acıyı yaşayan aileler için bir umut ışığı doğar, hem de bu tür kazaların yaşanmasının önüne geçilmiş olur." dedi. Olayın ardından açılan davaların süreci hakkında bilgi sahibi olmayı hedefleyen Doğan, adalet arayışını ve mücadelesini sürdürmekte kararlı. Yetkililerden, turizm alanındaki güvenlik standartlarının artırılması konusunda daha fazlasını bekliyor.
Doğan’ın hikayesi, Kartalkaya'nın sadece bir turizm merkezi değil, aynı zamanda güvenlik ve sorumluluk alanında aşılması gereken birçok engeli de barındırdığının altını çiziyor. Olayın ardından, güvenlik önlemlerinin artırılması için harekete geçildiği belirtildi. Ancak, Doğan gibi yaşadığı travmanın peşini bırakmayan mağdurlar için bu önlemler yeterli olmayabilir. Doğan, "Devlet yetkilileri somut adımlar atmalı. Bir daha hiç kimse benim gibi kayıplar yaşamamalı," diyerek, daha sağlam güvenlik tedbirlerinin aciliyetine dikkat çekti.
Sonuç olarak, Doğan’ın sesi, halkın güvenlik isteminin bir temsilcisi olarak yükseliyor. Eşitlik ve hak arayışı, her mağdurun gündeminde olmalı ve yaşananların unutulmaması için talep ve tepkilerin sürekli olması gerekmektedir. Faciayı unutmamak ve benzerlerinin yaşanmaması adına, toplumun tüm kesimlerine düşen görevler olduğu kesin.
Sonuç olarak, Kartalkaya'daki kaza, sadece Doğan ve ailesinin hayatını etkilememiş, aynı zamanda pek çok insanı derinden etkilemiştir. Yaşananların ardından, her birey kendi hikayesini anlatırken, devletin de bu acılara çözüm üretecek adımlar atması gerekmektedir. Doğan’ın çağrısı, sadece kişisel bir talep değil, toplumun genelinde ses bulan bir adalet arayışıdır. Bu nedenle, emsal kararın çıkması için yapılan mücadele, sadece onun değil, benzer sıkıntıları yaşayan herkesin ortak mücadelesi olmalıdır.