İstanbul'un Fatih ilçesinde, genç bir kadının yaşamı, bir adamın cinsiyet temelli şiddetiyle tehdit altına alındı. Olay, 23 Ekim 2023 tarihinde meydana geldi. Genç kadının günlük yaşamında bir karşılaşma sonucu, taciz ve fiziksel saldırıya maruz kalması, toplumda büyük bir infial yarattı. Güvenlik kameralarına yansıyan bu olay, kadınların maruz kaldığı şiddetin ve bunun önlenmesine yönelik mücadelenin önemini bir kez daha gözler önüne serdi.
Fatih'te meydana gelen hadise, genç bir kadının sokakta yalnız yürüdüğü sırada başladı. Bir şahıs, kadına cinsiyetçi bir şekilde yaklaşarak tacizde bulundu. Genç kadın, durumu fark ettikten sonra hızlıca uzaklaşmaya çalıştı. Ancak, tacizi sonlandırmaya çalışan kadının yaşadığı bu olaya karşılık, tacizci, onu takip etme kararı aldı. Taciz eden adam, kadının arkasına geçerek, durmasını sağlayacak şekilde davranışlarda bulundu. Kurbanın çığlıkları, olayın dehşetini artırırken, cadde üzerinde başka insanların da olduğu göz önünde bulundurulduğunda, bu tür davranışların kabul edilemez olduğu net bir şekilde ortaya çıktı.
Bu durum, cinsiyet temelli şiddetin toplumda ne denli yaygın olduğunun ve acil önlemler alınmasının gerekliliğinin altını çizmektedir. Şiddet, yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda duygusal ve psikolojik boyutlarıyla da derin yaralar açabilecektir. Kadınların güvenliği için oluşturulacak politikalar ve toplumsal farkındalığın artırılması, bu tür olayların önüne geçilmesi adına büyük bir adım olacaktır.
Olayın ardından tahmin edileceği üzere, çevredeki vatandaşlar durumu tesadüfen kameraya yakalamıştılar. Bu kayıtlara göre, tacizci, kadının sokak ortasında yardıma ihtiyaç duyduğu anlarda onu daha fazla sıkıştırarak fiziksel şiddete yöneldi. Genç kadını araçla ezme teşebbüsü, bu çağda cinsiyet eşitliği ve kadın hakları adına ne denli mücadele edilmesi gerektiğini bir kez daha göstermektedir. Maalesef, bu tür olaylar, kadınların toplumsal hayatta ne kadar savunmasız olduğunu ortaya koymakta.
Toplumda, bu tarz şiddet eylemlerinin önlenmesi için eğitim programlarına, farkındalık artırıcı kampanyalara ve kadın hakları savunuculuğuna büyük bir ihtiyaç duyulmaktadır. Olayın ardından hemen harekete geçen yerel güvenlik ekipleri, soruşturmayı peşinen başlattı. Gözaltına alınan tacizci, savcılığa sevk edildi. İstanbul'un farklı bölgelerinde de benzer olayların yaşandığı sıkça gündeme gelmekte. Bu tür davranışların cezasız kalması, mağdurların daha fazla sessiz kalmasına yol açmakta ve toplumda korku yaymaktadır.
Genç kadının yaşadığı bu travma, sadece bireysel bir olay değil, aynı zamanda toplumsal bir sorumluluktur. Kadınların güvenliğini sağlamak için tüm bireylere düşen görevlerin ve toplumun bilinçlenmesinin önem taşıdığı, bu tip hadiselerin ortak mücadele sonucunda durdurulabileceği unutulmamalıdır. Her defasında aynı sesin çıkması, kurbanların sesi olan bu kadınların, bir gün bir araya gelerek güçlü birer birey olacaklarını hatırlatmaktadır. Bu tür olayların tekrarlanmaması adına, herkese düşen sorumlulukları yerine getirmesi zorunludur.
Son olarak, kamuoyu bu olaya dair tepkilerini sosyal medya üzerinden ifade ederken, birçok kurum ve kuruluş da kadına yönelik şiddeti kınayan açıklamalarda bulundu. Hükümet yetkililerinin konuya dair düzenleyecekleri toplantılar, cinsiyet eşitliğini ve kadına karşı şiddetin önlenmesi adına atılacak adımlar, toplumda daha iyi bir farkındalık yaratılmasını sağlayabilir. Unutulmaması gereken bir başka şey ise, her bireyin, kadın ya da erkek, kadına yönelik bu tür şiddet olaylarına karşı dur demek için üzerine düşeni yapmasının önemli olduğudur.